bu film ile ilgili iki duygum var. biri çok etkileyici bulmam ve alt okumalarının çok yoğun olmasını sevmem. bir de nasıl desem biraz zorlama anlar hissetmem. tabiki izlenesi. yönetmen ve başrol oyuncusu bile yeterli.
Thursday, June 29, 2017
tespih ağacının gölgesinde - harper lee
kitap neredeyse ve hangi zamandaysa ben oradayım.
her bir kahraman ne hissediyorsa ben onu hissediyorum.
"çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar."
"her insanın adası, jean louise, her insanın bekçisi vicdanıdır. kolektif bilinç diye bir şey yoktur."
"insanın doğumu son derece tatsızdır. pistir, fazlasıyla acılıdır, bazen de tehlikelidir. ve illa ki kanlıdır. aynısı uygarlık için de geçerli."
"bu ülkede beni korkutan tek şey şu: devlet bir gün öyle bir canavarlaşacak ki en küçük bireyler ayaklar altında ezilecek ve artık yaşamanın hiçbir değeri kalmayacak."
annemin meşhur arka balkonu
bakmayın saksıların ufak tefekliğine 2012 yılından beri her yaz çoook acı biberler kendi tohumlarından üretilerek yıllık pul biber yapımı devam ediyor. o biberi koca bir kök olarak çandarlı'da almıştı annem. ne bilelim işin buralara geleceğini. her yıl tohumları çimlendiriyor. fide haline getiriyor. büyüyüp biberler kızardığında kurutup dövüp afiyetle yiyiyor. tohum, fide vs. her aşamada da acı biber sevenler ile paylaşıyor.
saksıya sokuşturulmuş 3-4 soğan, kendiliğinden çıkmış papatya ve ısırgan otları, bir köşeye yerleştirilmiş nane ve mavi saksıdaki yeni yeni fideye dönüşen biberler.
ortada yine kendiğinden çıkan kayısı çiçeği, sağda ceran (sardunya)
solda maydanozlar, sağda kıştan kalma çuhalar. baharın gelmesi ile biberlere yer açmak için sökülmeyi bekliyorlar.
mini biber fidecikleri ve kendiliğinden biten dereotu.
solda mis kokulu şebboy, ortada kendiğinden çıkan 3 domates, sağda maviş.
hamit'in uyku halleri
şu anda barış'ın laptop'ı ile ekranı arasında memur muammer oturuşu ile somurtsa da kendisi bizim evin en önemli şahsiyeti.
çiçek toplama gezisi
ulubatlı hasan'ın solunda dağ tepe dolaşırken
minicik bir çiçek, tek başına kocaman bir varoluş
yolda bulunmuş sicim ile buket olan çiçekler
Wednesday, June 28, 2017
anı popcorn'u
bu fotoların bazılarını belki önceden bloga koymuş olabilirim. bir şekilde toplu olarak elime geçtiler. tıpkı tencerede patlayan mısırlar ya da midemde dans eden fasulyeler gibi :D
taş iskele
paris dönüşü olabilir mi?
sonbahar sonu kış başı
yaz çayı
halk plajı
çok sıcakta limon'a giderken
kocadağ'dan köy ve biz
bernalar gelmiş iken sahil
hamit isyan bayrağını çekmiş, evden kaçarken
mandalin zamanı halikarnas balıkçısına saygıyla
muhteşem ege manzarasında annemle
ilk yaz gelişinde hamit balkonda
bodrum masalı'ndan sonra meşhur olan oteli ilk geldiğimizde keşfetmişiz.
bahar'ın sonbahar ziyareti.
gümüşlük halk plajı heykeli
yaz başı plaja gitme sebebi: kitap
şimdi bu ağaçlar yok :(
çökertme
çökertme'ye giderken
roma - valentina'nın evi
paris - 31 ocak 2013
kadın çiçekçiler
iki yerden çiçek aldık bu bahar. şimdi düşündüm de ikisi de kadın. belgin ve yeliz.
aşağıdaki fotolarda yeliz'in çiçekleri ve çömleklerini görebilirsiniz.
broke gender barrier at 1967 boston marathon
eskiden de kadın ayrımcılığı çok fazlaydı. bunun nedenlerine girmeyeceğim çünkü varoluştan gelen, fiziksel gücün etkisi ile ilerleyen başlı başına detaylı bir konu. ama bu konu bu aralar ülke gündemi ve gidişatına paralel olarak daha şuursuz bir cehalet ile artarak karşımıza çıkıyor. yeni medya sayesinde karşımıza çıkma sıklığı da artıyor. ben de bu aralar bu tip haberleri çok fazla okumuş olmalıyım ki gece rüyalarıma girecek kadar etkilenmişim. rüyadan uyandığımda başka bazı haberler ile bağlantılı olarak korkunç bir fikre kapıldım. haber şuydu: yakın bir gelecekte kadınlar bir erkeğe ihtiyaç duymadan üreyebilecekler. hatta altta detaylı olarak bilginin içeriğini görebilirsiniz.
sonra aklıma xy kromozom mevzusu geldi. y kromozomunun daha az olması, kadınların ömrünün daha uzun olması vs.
sonuç olarak: gelecekteki savaşın kadınlar ve erkekler arasında olacağına karar verdim. sonra dünya üzerindeki teknolojik, ekonomik, maddi ve fiziksel gücün erkeklerin elinde olduğu gerçeği aklıma düştü. bu durumda erkeklerin kadınları istedikleri gibi üreme için kobay ya da damızlık olarak kullanabilecekleri fikrine doğru yol aldım. distopik filmlerde olduğu gibi belki yukarıda anlattığım konu belki de değil ama gelecek bu dünya için daha iyi olmayacak.
Subscribe to:
Posts (Atom)