Wednesday, November 21, 2018

ro-ro: rota rodos

bu yazı çoook uzun zamandır draft olarak duruyordu. kısmet bu geceyeymiş :)

önce bodrum-marmaris.
yol yapmak çok keyifli. ama yol fotolarını barış arabayı kullandığı için onun makinesiyle ben çektiğimden henüz fırsat bulup ele geçiremedim. o yüzden sonra eklenecekler. özellikle sakar geçidi-marmaris arası çok güzel. 

marmaris'e çok uzun yıllar önce ailemle gitmiştim. o yılki yolculuğumuz çok güzeldi. farklı farklı sahil kasabalarında 2-3 gece kalarak çok keyifli ve anıları olan bir tatil geçirmiştik. bu yolculukta marmaris'i çok şehirleşmiş gördüm. ama yine de özellikle ana arterlerin ve şehrin çevresi hala çok yeşil. gittiğimiz gün çok ama çok sıcaktı. zor bir gün geçirdik. özellikle marinayı (eski bir mimari) ve şimdi tam detayını hatırlamasam da sahildeki uzakdoğu parkını (minicik, bol sulu ve su bitkili, havuzlardaki kurbağa, kaplumbağa ve balıklar ile) sevdim. kaplumbağaların peşindeki çocukları sevmedim. sadece marmaris belli bir körfez'in içinde kaldığı için ve etrafı yüksek dağlarla çevrili olduğu için bana biraz sıkıcı ve basık geldi. halbuki ege, benim için uçsuz bucaksız denizde, ufukta batan güneş ile birlikte lacivert deniz demek. her neyse ertesi sabah feribot 9.30'ta olduğu için o gece marmaris'te kaldık.

rodos feribotu ve hatta bodrum-datça feribotu ve hatta turgutreis-kos feribotu da dahil olmak üzere insanlar kesinlikle yerlerinde oturmuyorlar. bu da oturanlar için çok yorucu.

rodos'a gelirsek aslında kos'un daha büyüğü gibi geldi bana. tabi tarihi mekanlar bakımından çok daha doyurucuydu. insanın saygı duymaktan başka bir şey gelmiyor elinden. 


otelimiz şehrin merkezinde ve eski bir oteldi. hotel hermes. ama standartları karşılıyordu. manzarası güzeldi, cafe ve mağazalara yakın olması da avantajdı. old town'a yürüyerek gidilebiliyordu.







denize girmek için yine şehrin merkezindeki plajları tercih ettik. birbirine benzeyen ama oldukça fazla şezlong seçeneği var.


bu defa araç kiralamadık, kısa bir gezi olduğu için hem daha tatil havasında geçirmek hem de şehir merkezinin tadını çıkarmak istedik. araba kiralamak yerine kısa bir şehir turu için hop-on hop-off otobüsünün üst katını tercih ettik.






old town'da çok keyif alacağımız bir cafe keşfettik. ismini anımsarsam ya da araştırırsam yazacağım. daracık bir geçitten geçip bir anda kendinizi kocaman ağaçların altında bir avluda buluyorsunuz.
eski şehirin daracık ve tenha sokaklarında dolandık. hatta ben baya bir tırstım. olmadık bir yerde anneannemin taş avlusu gibi bir yerde çok hoş bir restaurant'a denk geldik ve akşam yemeğini orada yedik. isim konusunu çözerim umarım.


rodos-marmaris-bozburun
rodos dönüşü feribot ile marmaris'e geçip oradan bozburun'a devam ettik. marmaris-bozburun arası muhteşemdi.









karia bel' hotel'de kaldık. ismini anımsıyorum çünkü otel sitesindeki fotoğraflar ile bize verilen oda biraz farklıydı. aslında çok güzeldi ama oda çok basıktı. o gece başka bir odaya geçiş yaptık. ama tadımız kaçtı bir kere. ve biz 2. gece orada kalmamaya karar verdik. otelin sahibesi de pek sevimsiz biriydi. ama mutfağının hakkını vereyim. akşam yemeği de sabah kahvaltısı da bir harikaydı.

son olarak hisarönü'ne gelip oradan datça'ya saptık. ve datça-bodrum feribotu ile evimize döndük. şimdi düşünüyorum da yorucu bir tatildi. ama yine de güzel anlarını düşününce gittiğimize değmiş :)