Thursday, January 31, 2008
su
bir küçük kız hikayesi daha... hiç büyümeyen o kız. yarım yamalak hatırladıkları var. bir sahil kasabası, kasabadan öte bir tatil beldesi. tüm gün bikinisi ve şapkasıyla ortalarda dolaşıyor. ağaçlar var sahilde. sanki tropik bir ada gibi ağaçlar neredeyse denize kadar yaklaşmışlar. hava bazen bulutlu. suyun içinde birkaç kaya birbirine yaklaşmış. kumsal boş genelde. tüm gün orada. etrafta yargılayan meraklı bakışlar yok. o yüzden rahat hissediyor. denizi izliyor saatlerce. kum tanelerini, taş parçalarını, deniz kabuklularını... suya düşen yaprakları, suyun berraklığını... geçmişin ışıklarını, geleceğin karanlığını görüyor suda. en iyi arkadaşı yalnızlığı. ailesi oralarda bir yerde. onu özgür bırakmışlar. 15-17 arasının tadını çıkarıyor. bazen bir kedi bazen de bir köpek yoluna çıkıyor. hep temkinli çevreye karşı. deniz kestanelerinin iğnelerine dokunuyor. yolun bittiği yerde suyun içindeki kayalıklardan geçiyor. kayanın üzerindeki yosunu yokluyor. yakın adacıkları gözlüyor. güneş bir oyuncu onun için. bir var bir yok, bulutlar ile oyun oynuyor. bulutlar bazen siyah, bazen beyaz. ama hep oradalar. her şey her zaman olduğu yerde...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment