"uyandığında oda karanlıktı. quinn aradan ne kadar zaman geçtiğini bilemedi, o günün gecesi miydi yoksa bir sonraki günün gecesi mi? hatta gece bile olmayabilir diye düşündü. belki de yalnızca odanın içi karanlıktı, dışarıda, pencerenin dışında da güneş parlıyordu. ayağa kalkıp durumu görmek için pencerenin önüne gitmeyi düşündü ama sonra önemi olmadığına karar verdi. şimdi gece değilse, diye düşündü, daha sonra gece olacak nasılsa. bu kesindi, pencereden dışarı baksa da bakmasa da yanıt aynı olacaktı. öte yandan burada, new york'ta geceyse, bir başka yerde kesinlikle güneş parlıyordu. Çin'de örneğin, kuşkusuz öğle sonrasıydı, pirinç işçileri alınlarındaki teri siliyorlardı. gece ve gündüz göreceli deyimlerdi, mutlak bir duruma işaret etmiyorlardı. herhangi bir anda, her ikisi de mevcuttu. bunu bilemememizin tek nedeni, aynı anda iki yerde birden bulunamamamızdı."
p. auster / cam kent
1 comment:
süper taktir ettim yazarı valla :)
Post a Comment