Sunday, November 02, 2008

of ben offf...

bir şeyler oldu. sürekli haftasonları bir misafir ağırlama dönemi geçiriyorum. şikayetçi değilim ama haftabaşı biraz yorgun oluyorum. kontrol manyaklığım yüzünden misafirlerime pek nefes aldırmıyorum galiba. sürekli hareket halinde oluyorum ev içinde. mutfak ve evin geri kalanı arasında mekik dokuyorum. geçen haftasonunun cumasını anımsamıyorum. çok ama çok yağmurlu bir haftasonuydu. cumartesi bella ve özgür ile fernando ve lia'yı tünel girişinde beklerken hiç mimik ve jest kullanmadan iletişim kuran bir norveçli ile muhattap olmak zorunda kaldık. yanındaki şaşkın kızın da türk olduğunu baya bir zaman geçince farkettik. onları başımızdan atmak için elimden geleni yaptım. sonunda lia ve fernando geldiler ve biz ilk defa tanışmamıza rağmen el sıkışıp öpüştük. sıcak-soğuk ülke farklılıklarına takık biri olarak bütün gece norveçli hakkında kötü şeyler söyleyip atıp tuttum. sohbet muhabbet bir geceydi. eklenenler oldu. ama gecenin sonu hiç iyi bitmedi. bu başlı başına bir hikaye. ertesi gün kasvetliydi. gecenin etkisi vardı. ancak o kadar ev ev bir gün geçirdik ki çoğu şey geçti gitti.
bu cumartesi bella bizdeydi. üç kadın bir araya geldiğinde ne varsa o vardı birlikte olduğumuz saatlerde. alışveriş, dedikodu, yemek... nişantaşı, kurtuluş ve pangaltı'na yakın olmayı seviyorum. eve döndük. esterler'i bekledik. onlar geç gelince biz de ev keyfi yaptık. bugün de pazar kahvaltısı ve güzel hava gezisi ile günü sonlandırdık. pardon akşam yemeğini unuttum :) yemekten sonra ester'i izmir'e uğurladık. bu arada melda şu anda mutfakta yemek denemesi yapıyor :) sanırım misafirler arttıkça bizim bu yemek aktivitelerimiz de artıyor...

2 comments:

sehrin kafasi said...

bende istiyorum güzel yemeklerden :)

mikla said...

ilk fırsatta diyorum. ama o kadar abartma canım şu "güzel" yemek olayını ;)