yeni kesfim yeni sesim

umarsiz

le tableau

haftaici eski bir sinemada birkac kisi ile birlikte eski festival filmi izlemek. bundan vazgecmek istemiyorsam ne olacak :(

iste okuma nedeni:

onur caymaz

in the mood for love

sadece bazi filmler

leon
amelie
fight club
amores perros
matrix
legends of the fall
le fate ignoranti
trainspotting
in the mood for love
the godfather
a bout de souffle
i'm juli
lord of the rings
grease
uzak
hokkabaz
eskiya
kaybedenler kulubu
calgi cengi
malena
rita hayworth and shawshank redemption
fasulye
the squid and the whale
royal tenenbaums
rango
jules et jim
dreamers
cyclo
great expectations
soul kitchen
istanbul hatirasi
closer
the fall
totoro
v for vendetta

ve daha niceleri...

ve sonunda dugun

sedef ile ozan evlendi. 

ogleden itibaren the house hotel ortakoy'un cati odasinda hazirliklar yapildi. ickiler icildi. fotograflar cekildi. gulundu, eglenildi. cok kucuk ayrintilar sayesinde her sey cok keyifliydi.  

ardindan once gelin ve damat, sonra bizim ekip surat teknesi ile cubuklu hayal kahvesi'ne gecti. dugun saatinin gelmesi beklendi. sonra ne mi oldu :) cilginlar gibi muzik ve dans, dans, dans.

hatirladim, hatirladiiim :)

2 eylul pazar ne yaptigimi hatirladim :)

evden besiktas'a, besiktas'tan uskudar'a, oradan ver elini kanlica.
baha ve berna bizi kanlica'dan alip yeni evlerine goturduler. gerci yeni ev derken bir yili gecti bizimkiler evleneli ama biz evlerine yeni gittik. ayrica evin sadece duvarlari kalana kadar evi yikip her seyiyle bastan yarattiklarini biliyorduk. cok ama cok guzel olmus. kendilerini tebrik ettim bol bol :) bu arada hazirladiklari kahvalti ile bizi kraliyet sarayinda agirlamis gibi oldular. bu da isin en lezzetli kismiydi.
caylar, kahveler, sohbet, muhabbet derken ogleden sonra kendimizi camlica sirtlarindaki bir koruda yuruyus yaparken bulduk. iste bu yuzden istanbul'u cok seviyorum.

bir onceki gunku hikayeyi biliyorsunuz. bogaz'in avrupa tarafindaydik. bu defa da anadolu tarafini gezerek gunu bitirdik.

hadi yagmur yagsin :)

gecen pazar

ne yaptigimi animsamiyorum :( poooffff...
ama dun didos'u evlendirdik :)

yine tramvay duragi

oturup insanlari izliyorum. yuzlerce insan. hepsi farkli. baska ulkelerden. baska aliskanliklardan. baska bakislardan. inancim olsun istiyorum insanliga. umutlaniyorum. sonra hayal kirikliklari basiyor dort bir yani. kizginliklar. soylenmemis laflar. ya da soylenmis ama yanlis vurgular ile belki de eksik sozcuklerle. anlasilamamis iste bir sekilde.

irmik helvasi

tadi nefis oldu :)
ama tel tel dokturemedim :(
sanirim baska bir tarif bulmaliyim.

tyler durden

bizler tarihin ortanca cocuklariyiz.

bir amacimiz ya da yerimiz yok.

televizyonla buyurken; milyoner, film yildizi, rock yildizi olacagimiza inandik.

jason bourne

en sevdigim ajan filmi serisi.

bir cumartesi erken uyanmanin odulu

evden firlayarak cikmak.
tophane'den ortakoy'e otobus.
ortakoy'den yenikoy'e otobus.
sariyer borekcisi'nde kahvalti.
yenikoy'den sariyer'e tabanway :)
tarabya'da ayaklari her zamanki gibi denize sokma keyfi.
mado'da dondurma molasi.
sariyer'den eminonu'ne 15.20 vapuru.
eminonu'nden tunel'e tabanway.
tek kelime ile "tunel"
tunel'den meydan'a tabanway.
meydan'dan osmanbey'e otobus.