Sunday, October 27, 2013
Tuesday, October 22, 2013
haberin var mı?
haberin var mı?
terk etmedi sevdan beni
aç kaldım, susuz kaldım gecelerce
geceler geceler
yastığımda, düşümde, içimdesin
bir hain bıçak gibi kalbimdesin
dermanı yoktur bilirim
tütünsüz, uykusuz kaldım
terk etmedi sevdan beni
aç kaldım, susuz kaldım gecelerce
geceler geceler
terk etmedi sevdan beni
aç kaldım, susuz kaldım gecelerce
geceler geceler
yastığımda, düşümde, içimdesin
bir hain bıçak gibi kalbimdesin
dermanı yoktur bilirim
tütünsüz, uykusuz kaldım
terk etmedi sevdan beni
aç kaldım, susuz kaldım gecelerce
geceler geceler
zorba the greek
'komşumuz ihtiyar bir türk olan hüseyin ağa çok yoksuldu, hanımı, çocukları da yoktu. akşam eve geldi mi, avluda diğer ihtiyarlarla oturur, çorap örerdi. ermiş bir adamdı hüseyin ağa. bir gün beni dizlerine aldı; hayır duası eder gibi elini başıma koydu; `aleksi` dedi, `bak sana bir şey söyleyeceğim, küçük olduğun için anlamayacaksın, büyüyünce anlarsın. dinle oğlum, tanrı`yı yedi kat gökler ve yedi kat yerler almaz; ama insanın kalbi alır, onun için aklını başına topla aleksi, hiçbir zaman insan yüreğini yaralama.'
|
Sunday, October 20, 2013
Wednesday, October 16, 2013
Monday, October 14, 2013
Monday, October 07, 2013
fashiolista.com
isten ayrıldıgımdan itibaren gelisen olaylar sebebi ile hala calısmıyorum. gerci artık is arıyorum, o ayrı. ama o zamandan beri cok elzem olmadıkca hicbir kıyafet almadım kendime. almasam daha yıllarca kullanılır elimdekiler. ben de hevesimi fashiolista isimli siteden alıyorum. merak etmeyin giysi diyetimi bozup kıyafet almıyorum, sadece begendiklerimi bir listede topluyorum. bana deselerki 'demet, elindeki tum kıyafetleri alalım, sana burada olusturdugun begeni listendekileri verelim.' havalara ucarım. ama tabi asla boyle bir sey olamaz degil mi? :D
tuncel baba'ya selam!
oldugunde daha kotu hissedecegimi dusunuyordum ama oyle olmadı. sanırım her zaman bir yerlerden bizi gorecegini dusundum. oldugu hafta hala denize giriyorduk. bu yuzden bundan sonra her denize girdigim ilk an sırt ustu uzanıp gokyuzune bakacagım ve tuncel baba'ya bir selam cakacagım.
Thursday, October 03, 2013
siir
...
mavilik de çocukluk gibi
unutulmayacak hiç.
unutulmayacak hiç.
...
cemal’in iç konuşmaları - II / bezik oynayan kadınlar / edip cansever
Tuesday, October 01, 2013
gunler ve iki
hala alısmakla geciyor. hala evi oturtamadım. evin icinden dısına cıkabilmek icin on iki gun bekledim. dun gece sabaha karsı ilk kez ruzgarla uyandım. tum gun hava kapalıydı. ogleden sonra iyice kapadı ve yagmur yagdı. aksamuzeri iki sandalye ve kahve fincanları ile bahcedeydik. daglardaki simsekler, berrak havanın kokusu, cesitli renk tonlarındaki bulutlar, kus sesleri, ortaya cıkan sumuklu bocekler vs. komsular da eminim 'ne garip tipler, iki hafta oldu geleli o guzel havalarda bir kere havuza bile girmediler. simdi yagmurda kahve iciyorlar bahcede.' demislerdir. tabi bizi goren olduysa demistir.
son bir sey; sabaha karsı cıkan ruzgarda bahcedeki muz agacının hevenkleri agır gelmis. bir dal kırılmıs, bir dal da oldukca yatmıs. sonuc olarak asagıda mutfakta iki hevenk yesil muzum var. nasıl sarartacagım ben bu muzları?
son bir sey; sabaha karsı cıkan ruzgarda bahcedeki muz agacının hevenkleri agır gelmis. bir dal kırılmıs, bir dal da oldukca yatmıs. sonuc olarak asagıda mutfakta iki hevenk yesil muzum var. nasıl sarartacagım ben bu muzları?
Subscribe to:
Posts (Atom)