sakar geçidi'nin en gizli yerinden marmaris yolu. ovanın ortasındaki ağaçlı yolu sonraki fotoğraflarda göreceksiniz. hikayesini orada yazarım. ağaçların bittiği noktadaki akçapınar köyü'nde kaldık.
aynı gizli noktadan akyaka
bu ağacın hangi ağaç olduğunu bilmiyorum. bana biraz erguvanı anımsattı. kaldığımız akçapınar köyünden.
orman kampının içinden gökova'nın mavi suları
orman kampının içinde daracık patikalardan inerek gizli kalmış oyuntudaki bu kayanın üstüne çıktık. farkındaysanız kaya birden bitiyor ve deniz derinleşiyor. yerden kaynayan su ise buz gibi.
kaldığımız otelde akşam olmak üzere
her yerden dereler geçiyor. biri de otelin önünden.
otelin iskelesinden bizim oda
tam hayalimdeki sulak ve yeşil dünya
akşam ışığı bambaşka
kendi halinde tarlalar
zarif ve minik ayçiçekleri
bence gelin çiçekleri
zaten burada bir düğünden kalan emareler de var :)
sudaki yansımalar
yeşile boğulmuş su bitkileri
işte meşhur ağaçlı yol. isimleri net hatırlamasam da zamanında bu sulak beldede çocuklar sıtmadan ölüyormuş. gökova kaymakamının da çocukları ölmüş. yeni doğan çocuğunu yaşatmak isteyen kaymakam cevat şakir'i bulmuş, durumu anlatmış. cevat şakir daha önce bodrum'a bilumum bitki ve tohumlar getirmiş. bodrum'u bodrum yapan mandalin'i cevat şakir getirtmiş mesela. yurtdışından tohum siparişleri verirmiş. tabi o zaman bodrum minicik köy. her neyse cevat şakir sıtmaya çözüm olarak avustralya'dan suyu çok seven okaliptüs fidanlarını getirtmiş. işte bu sulak alandaki marmaris yolunun iki tarafına bu fidanlar dikilmiş. belde de sıtmadan kurtulmuş. bu yoldan arabalar geçebiliyor ama biraz nostalji havası var. anayol, aynı hatta ağaçlardan sonra geçiyor. hikaye cevat şakir hayranı barış'tan.
gökova körfezi yolları
gökova körfezi mavisi ve yeşili
barış, jimny ve benim ilk uzun yolumuz.
akbük koyu
bu yolculuk ile ilgili bir iki detay daha:
- giderken muğla üzerinden gittik. dönüşte ören üzerinden döndük.
- dönüşte ören'de kahve molası verdik.
- dönüşte ören'de kahve molası verdik.
- akyaka'nın içinde hiç fotoğraf çekilmemişiz, çekmemişiz :D
- azmak'taki nehir turlarına tabiki katıldık. ben ömrümde böyle bir şey görmedim. suyun içi masallar alemi gibi muhteşemdi. hatta özellikle azmak sonra da bu sulak olma hali miyazaki filmlerinin içindeymişim gibi hissetmeme neden oldu.
- hafta sonuna denk geldiğimiz için her yer çok kalabalıktı. bu yüzden akçapınar'da kalmak çok akıllıca oldu. ki sakar geçidi'ne vardığımızda otelde yer ayırttık. yoksa kalma konusunu hiç planlamamıştık.
- bu geziye çıkmadan 1 hafta 10 gün önce bodrum depremi olmuştu. dönüşte de ören'den sonra çok güzel bir sahile denk geldik. bunaldığımız için denize girdik. sudan çıkıp taşların üzerine oturduğumuzda deprem olmaya başladı. ilk defa bu şekilde bir depreme denk geldim. ama yolun karşısındaki kır lokantasına oturunca keyfimiz yerine geldi. yemekler çok güzeldi :)
No comments:
Post a Comment