Friday, February 09, 2007

tik tak

şimdi olay şöyle cereyan eyledi. atölyedeydim. ortam biraz karanlıktı. mac'in mavi ışığı yanıp sönüyordu. şarkı dikkatimi çekmemişti. cocoroise olduğunu tahmin etmiştim ama çok önce başka parçaları da çaldığı için. ay ne diyorum aslında o ana kadar üzerine düşünmemiştim işte. sonra birden atölyenin havalandırması dönmeye başladı. dışarıdan içeri yere vuran ışık, tıpkı bir film makinasının perdedeki ışığını hatırlattı bana. o anda müzik, mavi ışık ve yerde hareketlenen ışık bir bütünlük oluşturdu. duraktaydım. önümde bir dolmuş durdu. içinden çok uzun boylu olmayan ama oldukça iri yarı bir adam indi. üzerinde mc hammer pardesüsü vardı. elinde bir dosya çantası. indi, beni farketmedi. ama ben onu tanıdım. dibimden geçti, beni görmedi. ben ona baktım. gitti. ileride ışıklardan karşıya geçti. ağır ağır sokak merdivenlerini çıkıp gözden kayboldu. düşünceliydi. ona bu şehirde rastlamam tesadüf. kafasında, alınmış kararlar ile ilgili çelişkiler olabileceği geldi aklıma. doğru ya da yanlış. vicdan muhasebesi mi yapıyordu? belki. zor bir mesleği var. aslında çok şen kahkaha tınıları hatırlıyorum ona ait. güleç, babacan, kocaman sesli... ama o an düşünceliydi. sonra kalktım çalan şarkıya baktım. cocoroise - haitian love songs çalıyordu.

No comments: