Tuesday, October 31, 2006
sonbahardan kışa...
çok sevdiğim birinin blogunda o kadar çok sonbahar ile ilgili post okudum ki yine dönüp dolaşıp aynı konuya geldim. ajansın kocaman camlarında buluşan küçücük damlalar, birleşip gökyüzünde kayan yıldızlar gibi, rüzgarın etkisiyle biraz da meyil yaparak camdan aşağıya süzülüyorlar. hava bulutlu bile değil, sadece kapalı. ajansa hakim olan sarı renk buraya bir kişilik kazandırıyor. beyazın çiğliği yok. aksine eski, sıcak ve bildik bir hava katıyor buraya sarı ışık. yağmurda camın ardından görünen tüm renkler daha güzel ve berrak ama sarının yeri ayrı sanırım. en çok kendini yerlerdeki yapraklarda ve taksilerde ifade edebiliyor.daha kendimi toparlayamadım ama hissediyorum zevkli bir kış olacak. belki de daha yeni olduğu ve ben onu özlediğim için böyledir. yani bir beş ay sonra "hadi artık sıkıldım" diyebilirim. ama daha çok var :) peki neye ihtiyacım var bir düşüneyim? birazcık düzene, çok çalışmaya, bir kitaplığa, mumlarıma, vazolar içindeki çiçeklerime, kocaman bir çantaya, sıcak ve yumuşak giysilere, yeni insanlara, bilgisayarım ile ilgilenmeye, renkli bir şemsiyeye (şu elde taşınıp katlanmayanlardan), kan kırmızıya, ihtişamlı mora, yosun yeşiline, ne yazık ki biraz teknolojiye, yine yeni kitaplara, morissey cd'sine, change etmeye, harekete, görselliğin peşine düşmeye, özlediklerimi görmeye, keyif aldığım şeyleri yapmaya, sürprizlere, gecenin ışıklarına... galiba yine beklentilerimi arttırdım?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment