sabah hava ılıktı, okulun bahçesindeki patikada yürürken (sırtımda çantam vardı ki bu önemli bir ayrıntı) kendimi pikniğe gitmişim de kısa bir yürüyüşe çıkmışım gibi hissettim. bahar dallarından kopan minik çiçeklerin yaprakları patikaya serpiştirilmişti. hava; çocukluğumdaki piknikler gibi parçalı bulutluydu. (bahar gelince sınıfça pikniğe giderdik, hava bizi hep hayal kırıklığına uğratırdı sabahtan. gün içinde ise bir şöyle bir böyle :) rüzgar; ılık ve hafif esiyordu. (hep sevmişimdir gezileri ve o gezilerde yeni bir şeyler bulmayı) doğaya ihtiyacım var, çok özlüyorum çünkü; toprağı, çiçeği, yaprağı, ağacı, böceği, tüm bunlara dokunmayı, güneşte doğal olarak yanmayı, ağaçlara tırmanmayı, meyve-sebze toplamayı, bahçe sulamayı, rüzgarı hissetmeyi, ayaklarımı suya ellerimi çamura sokmayı, bir yerlerime diken ya da kıymık batmasını, tozlanmayı, ısırganların kaşındırmasını, ot yolmayı, çapa sallamayı vs vs ... tüm bunları apartmanın bahçesinde yapamazsın. ova lazım bana...
dün gece "sis ve gece"yi izledim. yani...
No comments:
Post a Comment