dün gece yattım. olmadı. kalktım. kolimi açıp kolinin içinde sandığım çizimleri aradım. ama sadece sanmışım. çıldıracağım. izmir'de bırakmışım. daha neleri izmir'de bıraktım. düşünmek bile istemiyorum. albümlere göz gezdirdim. aslında sevdiklerimden ve yaşanmışlıklarımdan uzakken sevmem albümlere bakmayı. ama dün gece baktım. bir daha asla göremeyeceğim kişileri hasretle öptüm. görebileceklerimi de... siz fotoğraf öper misiniz? ben öperim. dokunmak başka hiçbir hisse benzemez karşınızda sevdiğiniz biri varsa ve koklamak. ne zaman bir şeylerin farkına varıp herhangi birinden vazgeçtim acaba? ne zaman yaşadım ilk gerçek hayal kırıklığımı? daha derin bende bu hisler ve çok eski. kendimi bilmek ile ilişkilendireceğim. çocuktum muhtemelen ilk çatlak oluştuğunda. galiba...
bu arada dün gece nasıl bir pozisyonda yattısam (sanırım tepeüstü :) sol kolum felaket durumda. bir de sabah çok alakasız bir şekilde saçımı balık sırtı ördüm. ne alaka? şu alaka: hayatımda oyuncak bebeğimin üç tutam saçından başka bu modeli beceremeyen ben, sanki gece vahiy inmişcesine, sabah kalkar kalkmaz daha giyinmeden saçımı ördüm. allaaam neler oluyor. yoksa yoksa...
tamam sustum. geyik bir günümdeyim.
No comments:
Post a Comment