dayanmak zormuş meğer sonu belli oyunlara reddetmeye gücün yoksa eğer oysa ki özgürlüğü seçmek başka vücutlar sevmek bir şehri tam kalbinden beyninden vurup gitmek var aklımda bir yağmur çok uzaklardan çağırıyor gelirsen severim diyor. her maske bir şey söyler nefretler sevgiler bırak artık sevmiyorsan eğer oysa ki özgürlüğü seçmek başka vücutlar sevmek bir şehri tam kalbinden beyninden vurup gitmek var aklımda bir yağmur çok uzaklardan çağırıyor gelirsen, severim diyor.
işte teoman'ın özeti bu. beni en harekete geçiren şarkısı. daha çok sevdiklerim vardır ve o gece onları da söylemiştir ama ben bunu hatırlıyorum net olarak. ekstradan "break on through" söyleyip beni mest etti zaten.
teoman'ı "papatya" ile tanımıştım, sonra "o" geldi albüm olarak. konserine gittiğimi hatırlıyorum fuar açıkhava'da evrim ile. gerçek anlamda ilk konserimdi. 18 bile değildik. sonra çeşme açıkhava'da da dinlemiştim. sırf konsere yetişmek için bodrum'dan erken ayrılmıştım. sonra "onyedi"yi çıkardı ve sihir bitti. çok severim eski şarkılarını, yenilerden de var tek tük. genelde, bir şarkıda sözlerden önce gelir müzik benim için ama o'nun şarkılarının sözlerini de severim. sanırım sihrin bitme nedeni müziklerin vasatlaşmasıydı, sözlerin değil.
bir de bir duman dinleyicisi olarak (yalnız kendimi bir tanımlayamadım; fan'ı, hayranı, takipçisi, delisi... ne diyeceğimi şaşırdım) onları ilk kez 9 eylül'de dinlediğimde hayal kırıklığına uğramıştım. hem onlar çok çaylaktı, hem de organizasyon. fakat mojo ve "rock and rock" performanslarından sonra ben de duman olayı koptu. iyi sahne ve iyi iletişim. hele konserlerin sonunda "çook sağooluun arkadaşlaar" diyen kaan'ın sesi her şeye bedel. her neyse abartmayayım, kendime geleyim. klavyemdeki salyalarımı sileyim.
e tabi başka biri daha var ki, sormayın gitsin. sahnesi ve performansı ile bana hep süper denk gelen şebnem ferah. bahar şenliklerinde hatırlıyorum kendisini sanki. aradakilerden pek emin değilim ama son olarak, son 2 "rock and rock"ta dinledim kendisini. iyi performans, iyi iletişim burada da ön planda. aslında ben de şebnem'in ilk iki kasedi var. vazgeçmiştim bir ara o'ndan ama iyi toparladı bendeki imajını.
bu sabah istiklal çok güzeldi. reklamcılık vakfı'na gittim sabah. ilk oturum ikinciye göre daha interaktifti. kalktım, brief sundum. tabi bunu yapmam da başka tetikleyiciler de vardı :) her neyse iş saatinde iş dışında olmanın verdiği kuş tüyü hafiflik de cabası. ancak bu tip eğitimlerde yalnız olmayı ve tanımadığım insanları tercih ederim. eh ne yapalım bu seferlik böyle olsun.
No comments:
Post a Comment