haftasonunun sürprizi özgür oldu :) portekiz uçağına binememiş arkadaşım. ama nedeni "havada aşk var" filmindeki adamın uçak korkusu gibi bir durum değil. asıl neden lizbon uçağının kaçması. evet uçak özgür'ü almadan resmen kaçmış. ne diyelim ankara-istanbul arası rötar tüm sorumlu. ama iyi oldu. biz de kızımızı gitmeden göremedik diyorduk. zaten bu aralar "sweet home pansiyon" full çekiyor. geçen hafta da ece bizdeydi. moskova'ya gitmeden kaldı. artık kendisi evli bir kadın. ne zamandır diyeceğim de bir türlü fırsatım olmadı. ben florian'ı birazcık radek'e benzetiyorum. yaşam tarzları (özellikle spor düşkünlükleri) ve sarışın tipleri (birinin çek, birinin de alman olması)
her neyse; dün özgürle tüm gün tembellik yaptık. bella bize şefkat gösterdi. yatağına aldı. koyun koyuna anımızı (o anı yaşamak anlamında okuyunuz) yaşadık. çünkü herkes ayrı telden çalıyordu. ben coğrafya aşkım ve gerekli gereksiz serbest çağrışımlı; görünen avrupa, görünmeyen dünya haritası ile bağıntılandırılmış bölük pörçük tarih bilgisi destekli hülyalarıma daldım gittim bellanın kolunda. bıdı bıdı konuşup küçük bir çocuk gibi sorular sordum boşluğa. sağolsun bellacım yanıtladı benim saçma sorularımı ve beni anlamsız bir monolog halinden, zırvalayan bir diyalog konumuna çekti. özgür sanırım hala kendisinden kaçan uçakla ilgili düşünceler içindeydi. fazla düşünmekten beyni durdu sonunda. ama gece gece suat ile konuştuğunda az da olsa rahatladı.
tembellik yapmamın asıl nedeni, cumartesiyi verimli geçireceğim diye kendimi helak etmem oldu. çarşı senin, pazar benim alışveriş; meldoş ile mutfak temizliğimiz; çamaşırdı bulaşıktı derken akşam oluverdi. sonrasında alelacele hazırlanıp gökçe'nin doğumgününe yetiştim arzu ile. oradan çıktığımda ise kızlarla balans'ta buldum kendimi. uzun zamandır görmediğim bir arkadaş ile denk geldik denebilir. ve onun tanımadığım arkadaşları. chantage diye bir grup vardı. iyi vakit geçirdik. iyi çaldılar. ama grubun dördünden ikisi klavyedeydi. biri vokal. biri bas çalıyordu. bu nasıl grup yaaa. bütün işi makinalar yaptı. sonrasında baktık eğleniyoruz, sonuna kadar dediler. ilk defa ben demedim yani :) ne mutluluk... sonra sabah uyuyunca, pazar da felç oldu anlayacağınız.
No comments:
Post a Comment