Sunday, May 31, 2009

olanlar bitenler

özgür'ü aldım, freshtival'a gittim. kendisine elektronik müzikten fenalık bastı. açık hava iştahımızı açtı. blogunu takip ettiğim nil'i gördüm. pek bir alternatif festival oldu. ester'in doğumgünü sebebiyle çoook kalamadık. özgür kız bizde kaldı, melo yokken bana yarenlik etti. biz de geleneksel pazar keyfi kahvaltımızı yaptık. sonrasında dünün yorgunluğu ve havanın sıkıntısı ile gün boyu tembellik, tembellik, tembellik...

festival kızı özgür

davulcusuna hayran olduğum the whip

doğumgünü kızı ester ve grubun evrim hariç diğer kızları bella, özgür ve demet

ve enfes pazar keyfi kahvaltımız...

Saturday, May 30, 2009

yaz sezonu

yaz sezonunu ödül'ün davetlisi olarak ortaköy'de bir terasta açacakken -ken diyorum çünkü gidemedim :( 

kanyon'daki mfö konserinde açtım. "80 kere izledim, sırf etkinlik olsun diye gidiyorum" deyip her seferinde olduğu gibi mest olup çoook eğlenip geldim. fuat bu kadar efendi, özkan bu kadar deli, mazhar bu kadar anormal iken sanırım bu hep böyle olacak. şimdi sırada freshtival var ve benim fazladan 1 davetlim :) 

uykucu

liman

körfez


Friday, May 29, 2009

alaçatı

minik, bembeyaz hissi yaşatan bir otel. rengarenk, taptaze alaçatı pazarı. ılıca kumsalı. kırmızı deri koltukları olan eski bir mercedes. pırıl pırıl düz bir deniz. çeşme limanı. tiril tiril bir elbise. gözyaşları. körfez vapurları. pasaport'ta gün batımı. alsancak sokakları. bol rüzgarlı 3 gün.

Wednesday, May 27, 2009

tatil şiiri

tatilde bir şiir yazmıştım ama unuttum :( bakalım ne kadarını hatırlayabileceğim???    

balıklaar balııklaaar, şimdi gözümde canlandılar, ayağıma doğru geliyorlar, ayağımı patates mi sandılar

gibi en abuğundan bir çağrışımlar silsilesiydi :)

Friday, May 22, 2009

Thursday, May 14, 2009

the ultimate trip

dün benim için çok kötü olmasa da zor bir gündü. iyiki yanımda melda vardı :) makinalarda gördüklerim tıpkı "2001 a space odyssey" filmindeki gibiydi.

Monday, May 11, 2009

caddebostan'daydık...


"pazar neşesi" isimli mail, listenin en başında dönüp duruyordu. fotoğraf barış'a davetiye tasarımı bahadır'a ait. pazar neşemiz sonunda fotoğraflara da yansıdı.
bella ile plaj havlularına serilmiş güneşlenirken. 
portobello cadısı
bahadır ve bella beni karelemeye çalışırken erik ve havuç

Friday, May 08, 2009

paul auster

bu sabah otobüste şu aralar okuduğum kitabı bitirdim. sürükleyici bir kitaptı ki bir süredir sabahları ineceğim durağa gelene kadar etrafımda olan bitenlere ve gözlemlerime ara vermişim. kitap bittiğinde insan bir durur düşünür ya işte tam o düşünme esnasında gözüm yan oturulan koltuktan karşımdaki cama takıldı. diğer camlar temiz pürüzsüz iken bu cam çizikler içindeydi ve bana jackson pollock tablolarını hatırlattı. eğer sizde böyle bir tablo çizmek isterseniz bu sitede uygulama yapabilirsiniz.

kadınlar...

bence hepsi olmasa bile kadınlar sihirli yaratıklar... bu dünyadalar ama aslında başka bir evrenden gelmişler.

Wednesday, May 06, 2009

muzlu pasta kokuyor...

biriyle buluşacağım için değil, buluştuktan sonra artan adrenalinimi ne yapmalıyım? nerelere kovmalıyım? karşımdaki kişi hissetmiyorsa o kadar da kötü olmasa gerek. yoksa hissetmemesi mi daha kötü acaba?

Tuesday, May 05, 2009

ortaya karışık björk



detaylar çok yakında burada da...

Sunday, May 03, 2009

tereyağlı ballı ekmek

çarşamba akşamı berna'ya süpriz yaptık. ajanstaki son günüydü ve onun için hazırlanan akşam yemeği planından habersizdi. haftasonu üç gün olsun derdim. bu haftasonu denedim, güzel oluyormuş gerçekten. perşembe akşamı bizim kızlarlaydık. sonra sedef ve barış'ın daveti üzerine 1 mayıs'ı onlarda karşıladık. öğleden sonra bir şeyler içmeye çıktık. kendimizi galata kulesi'nin tepesinde bulduk. bazı fotolar aşağıda. bazıları ise sedef'in makinasında. dingin ve aylak bir tavanarası akşamüstünde bir şeyler atıştırdık. deli gibi yağmur yağmaya başladı. halbuki kulede güneş bizi yakıyordu. şimdi'ye uğradık. biraz internet, biraz fotoğraf ve enfes bir tatlı. cumartesi sedef'in ajansına gittim. bir marka için ünlü isimler olduk. umuyorum yakında björk demet'i görebilirsiniz. ama tabiki björk makyajımı kıskanan birileri oldu sanıyorum. çünkü cam kapının tekine sağ kaşımla daldım. iyiki cam sağlammış. hemen buz falan koyduk. sonra da ilkokuldan beri görüşmediğim bir arkadaşım ile buluşmak için çıktım. kanyondaki eczaneden kendime bir lasonil aldım. ama gerçekten çok sert girmişim kapıya. sağ taraf buzla uyuştu fakat tüm kafatasım yerinden oynamış ki deli gibi ağrıdı. şu anda sağ gözüm diğerine göre daha küçük :( sonra mert ile buluştum. akşam eve döndüğümde özgür bize geldi. bugün biraz alışveriş ve yemekten sonra sinemaya gittik. sinir bozucu komikliğe sahip, güzel müzikleri olan, rengarenk ve çok sade bir film izledik. akşam yemeği yerine çikolatalı fındıklı dondurma ve bu post ile uzuuun haftasonumu bitiriyorum bu durumda.
ben artık evde oturmak istiyorum. kilolarca erik yemek istiyorum. kendi evimi düzenlemek istiyorum... sürekli bir şeyler oluyor. yetişiyorum hepsine ama bazı şeyler eksik kalıyor. "to do list" yapıp yapıp tamamlayamadan yenilerini yapıyorum.
aşağıdaki fotoğrafta pembe apartmanın çatısındaki sanıyorum su deposunun üzerindeki sarı yumruk graffitiye dikkatinizi çekerim. tünelden kuleye inen tüm yol boyunca geceleri kapanan dükkan kepenklerinde binbir versiyonunu görebilirsiniz bu sarı yumruğun.

petula clark - downtown

bu blogun, şu postunda gördüm onu, yani 9. sorunun yanıtını. sorunun yanıtının başıma getirdikleri için buradan lütfen...

when you're alone and life is making you lonely
you can always go downtown
when you've got worries, all the noise and the hurry
seems to help I know, downtown
just listen to the music of the traffic in the city
linger on the sidewalk where the neon signs are pretty
how can you lose?
the lights are much brighter there
you can forget all your troubles
forget all your cares
so go downtown
things will be great when you're downtown
no finer place for sure, downtown
everything's waiting for you downtown
don't hang around and let your problems surround you
there are movieshows downtown
maybe you know some little places to go to
where they never close downtown
just listen to the rhythm of a gentle bossa nova
you'll be dancing with 'em too before the night is over
happy again
where all the lights are bright, downtown
waiting for you tonight, downtown
you're gonna be alright now downtown
and you may find somebody kind to help and understand you
someone who is just like you and needs a gentle hand to
guide them along
so maybe I'll see you there
we can forget all our troubles
forget all our cares
so go downtown
things will be great when you're downtown
don't wait a minute more, downtown
everything is waiting for you downtown