Monday, August 30, 2010

mini tatil...

cok guzel iki gun gecirdim :) fotolar en kisa zamanda diyecegim ama o kadar kisa olmayabilir. isimle ilgili kutlamalar hala devam ediyor cunku...

yarin

yeni ajansimda ilk gunum...

Saturday, August 21, 2010

ne hafta ama :)

uzerimdeki psikolojik baskiya ragmen neredeyse her gece istifa kutlamalarina katildim. son iki gece iyice anason ile butunlestik. ayrildigim yerin bana verdigi en guzel seyler: arkadaslarim. istanbul'a geldikten sonra ilk ev arkadaslarim, okuldan arkadaslarim, istanbul'da yeni tanistiklarim disinda su an hayatimin en onemli parcalarini olusturan iki grup var. biri ultra'daki cete ekibi ki onlar benim yetiskinlige adim attigim ama hep cocuk ruhlu olan, asla hayatimdan cikmayacak arkadaslarim. digeri de bizim ajans efsanesi sayesinde tanidigim artik hicbiri orada olmayan ama hep birbirine gonulden bagli arkadaslarim.

e demez miyim her yeni eylul yeni bir baslangic benim icin diye? iste bu eylul de oyle oldu. yeni ajansimda, yeni markam, yeni kosullar ve insanlar ile basliyorum bu sezona...

amaaannn :)

ardımda bıraktım derdi, kederi.
seviyorum artık ben, beni seveni.
karşılık görmeyen aşklara paydos,
geri getirmiyor yıllar geçen günleri.
ya beni gönülden sev ya da
bana yalan aşkından söz etme.
ben böyle de çok mutluyum,
sevdiğime pişman etme.
yaşamak bu kadar tatlı, güzelken
niye kararsın ki dünyam senin yüzünden?
geçmişten o kadar dersler aldım ki
ne adımlar attım ben yolu görmeden.

Sunday, August 15, 2010

sorunsal

gecmis unutulur mu? bir turlu emin olamiyorum. saniyorum unutulmaz. o halde gecmis unutulmaz ise gelecege nasil baslanilir? bilemiyorum.

cekim arkasi



cekim arasi

melo'nun cikolatalari

renk

istanbul modern

romantik

sahi soylemeyi unuttum!

ben bu hafta istifa ettim. bakalim beni neler bekliyor?

come away with me

come away with me in the night
come away with me
and I will write you a song
come away with me on a bus
come away where they can't tempt us
with their lies
and I want to walk with you
on a cloudy day
in fields where the yellow grass grows knee-high
so won't you try to come?
come away with me and we'll kiss
on a mountaintop
come away with me
and I'll never stop loving you
and I want to wake up with the rain
falling on a tin roof
while I'm safe there in your arms
so all I ask is for you
to come away with me in the night
come away with me

norah jones dinleyin...

huseyin caglayan 1994-2010


gidin gorun derim. zaten kendisini bildim bilesi yaptiginin moda degil, sanat oldugunu soyler dururdum. daha depresif bir sergi bekliyordum. ancak cok iyi hissederek ciktim o kapidan.

demet'in gunu

dun demet ile bulusup nisantasi'nda kahvalti ettik. bir iki magaza gezdik. baris ve beste ile bulusup ziba'ya gittik. esra da oradaydi, tam kiz gunu oldu. oradan cikip istanbul modern'e gittim. baris ile bulustum. huseyin caglayan 1994-2010 isimli sergiye gittik. daha sonra ev yemekleri yedik. milano dondurmacisindan dondurma alip sedef ve ozan'a gittik. o cok guzel evlerinin arkadaki minicik teras bahcelerini yasanilasi bir alan yapmislar. keyifli bir geceyi daha bitirdik.

Sunday, August 08, 2010

music monday: pacovolume

from black eiffel

ben artik

bloga icimi dokmuyorum sanirim :)

bugun de gri olsun





uc gulucuk...

yine izmir...


gecen haftasonu sedef ile ozan'i nisanladik. 3 gunlugune bizim cete ekibi bir iki eksik ile izmir'deydi. detaylar cok tabi. en guzeli nisandan sonra hep birlikte havuza girmekti sanirim. sedef'in ailesini cok sevdik. site sehrin oldukca disindaydi. nisana degil de tatile gitmis gibi olduk. bir de yukarida goreceginiz fenerler vardi. hepsi gecenin karanligina karistilar, gokyuzunu senlendirdiler.