Monday, September 10, 2007

daldan düşen incir

yazmak için son sayfayı seçtim, belki de anlatmak için de son günden başlamam gerekirdi. ama şimdi son gün değil. aynı anda kaldırılan ayaklar ve atılan adımlar. dünyanın neresinde olursa olsun aynı anlama geliyorlar. kimisi sadece ilerlemeyi ifade ediyor, kimisi kutlamayı, kimisi yaklaşan sonu. genelde iki seçenek var; ya kapıyı açarsın ya da açmazsın. tahtaların arasından gümüşi renkte balıkları görüyorum. onlar ise beni sadece hissediyorlar. küçük bir apartman dairesinden gelen daktilo seslerini duyuyorum. yazarın, kelimeleri kullanma konusunda bonkör ve bir o kadar da titiz olduğunu anlıyorum tuşların ritminden. hava bulutlu ve yazarın en sevdiği kelime akışkan. tıpkı tuzlu su ya da dalga sesi gibi. insan kendi düşündüklerini kafasında bir daha toparlayıp yazamaz mı? belki. sonra bir nefes duyuluyor, sadece tek bir nefes. burada paraya ihtiyacın yok, para harcamaya da. bazen sadece yazılanlar yeterli olabiliyor. tıpkı sözcüklerin yetersiz kaldığı anlarda olduğu gibi. kocaman bir şehir. o kadar yukarıdayım ki şehri yaşayamıyorum. rüzgarın uğultusu duyuluyor. bulutlar hızlıca uzaklaşıyor. basmadan çiçekli bir etek giymiş. etek esintiden bacaklarına dolanıyor. daldaki kumru guguklamaya başladı. ona cırcırböceği eşlik etti. gerçi yaz bitmişti, o ayrı. küçücük pencereden mis gibi is kokuları savruluyordu. is kokusu ocağın üstünde kızaran patlıcanların kokusunu bastırıyordu. incir ağacının dalları yere değmişti. okul bahçesinde oynayan çocuklardan biri kaçan topu istedi. e peki bu duman neyin nesi? kim toplamış bu çalı çırpıyı? acaba rum odasının kapısında niye kocaman bir asma kilit var? sevdiği havanın her zaman için berrak olduğuna karar verdi. bahçenin tüm duvarları toprak ve samanla sıvanmış, beyaz kireç vurulmuştu sıvanın üzerine. bahçede yalınayak dolaştı, toprağa ve kocaman yekpare taşlara bastı. birden okuduğu ayşegül kitapları geldi aklına. serinin en sevdiği kitabı "ayşegül teyzesinde" idi.

5 comments:

bu sahilde said...

bu SERİN günde , sıcak paylaşımınn için teşekkürler. Gerçi biraz forum ağzıyla oldu ama :)
EMEĞE SAYGI
:)))))

bu sahilde said...

Günde 15 kez bu siteyi açıyorum
podcastın yok gözümde
ne demişsin okuyorum
yalan yok bu sözümde

hayır manyak değilim
bazen demir atarım bir limana
sadece bloggezerim
burdayım bir süre kusura bakma.

mikla said...

madem geldiniz, hoşgeldiniz. bu aralar oldukça sıkışığım ve pek ilgilenemiyorum blog ile. artık önceki postlar ile idare edip kusuruma bakmayın. podcast'e şarkı yüklemeyeli de aylar olmuş :(

bu sahilde said...

Eskilere baktım.
Yardım edebileceğimiz bişey varsa söyleyin.
Tasarım falan :)

mikla said...

:) teşekkür