Sunday, November 16, 2014

nick the fisherman



kos'a gitmeden once nerede ne yenir? nereye gidilir? vs. soyle bir goz gezdirmistim. illaki bir deniz urunu gecesi yapacaktık. aklımda hep salas bir balıkcı fikri vardı. ama sonucta turistik bir yere gidecegimiz icin internette yazılanlar beni pek tatmin etmemisti. buna ragmen aklımda kalan tek isim: 'nick the fisherman' idi.
her neyse ilk aksam bilincsizce sokaklarda dolasırken yemek yenilecek bir yer arıyorduk. bir suru yerden gectik. hicbir yer icime sinmedi. hepsi tam da salas gibi gorunen turistik yerlerdi. en sonunda bir yeri gozume kestirdim. en kenardaki masaya ilerleyip garsona oturup oturamayacagımızı sordum. hic yeri olmadıgını soyledi :( ama ben ısrar edince dayanamayıp taa en kıyıdaki minik masayı gosterdi. tabiki mutlulukla kabul edip masaya yerlestik.
sonra ne yiyip ne ictigimizi siz tahmin edin, ben anlatmayayım. ama asagıdaki fotografta da goreceginiz gibi garsonlar super tatlılardı.
asıl konuya gelirsek benim sırtım lokantaya donmus oldugu icin oturdugumuz yerin zaten aradıgımız yer oldugunu cok sonra farkettim. Guzel bir yer bulduk mutlulugum, zaten dogru yeri bulmusuz mutlulugu ile ikiye katlandı :)



No comments: