Tuesday, February 21, 2017

yine gümüşlük'teyiz

1 hafta oldu. yılbaşından sonra istanbul'a dönmüştük. şubat tatilinde izmir'de olmayı planlıyordum. bizim kızlar öğretmen oldukları için tatilde hepsinin izmir'de olacağını düşünmüş böylece hep birlikte görüşebilmeyi planlamıştım. daha doğrusu planladığımı sanmıştım. buluşmayı yaptık ama başka bir şekilde.

19 ocak'ta anneannemi kaybettim. bu yazıyı yazmak bile çok zor. düşünmemeye çalışıyorum. çünkü düşündüğüm anda gözlerimden yaşlar akıyor. hayata devam etme gücüm kayboluyor. hayatımdaki sayılı insanlardan biri ve sanırım dünyada en sevdiği kişi bendim. her şey anlamını yitiriyor, tüm geçmişim siliniyor gibi. daha ciciannemin kaybına alışamamışken ki 3 yıl oldu, bir yenisine daha alışmak çok zor. neyseki beni anneannem büyüttüğü için ruhumdaki anneannelik genleri sayesinde isyan etmemeyi, kabullenme gücünü bulmayı başarabiliyorum.


yukarıdaki foto şöyle: teyzemin nişan koçu gelmiş. ayaktakiler soldan sağa: annem, teyzem, anneannem, ciciannem. oturanlar ise ninem ve kazım dedem. burası menemen, sene tahminen 70-71. ben doğduğumda bizimkiler bu evde değillerdi, aynı mahallede şimdiki evimizdeydiler. ancak bu ev komşumuza satıldığı için ben de pek çok kez bu evde bulundum :) tabi arkada görünen veranda kapalı oda haline gelmişti ve merdivenler normal beton merdivene dönüşmüştü. züber dede ve ikbal teyze'nin evi. sanırım doğrusu zübeyir ama biz züber dede derdik. tekerlemeler söyleyip beni ve mahallenin çocuklarını güldürürdü.
konuya dönersek ninem ve dedem selanik'ten gelmişler. manastır'ın estefanya köyü'nden. dedem balcı bayram'ın oğlu. işte anne tarafından tüm ailem bu kadar. şimdi sadece annem ve teyzem var. kazım dedemi hiç görmedim. ninem 1996'da vefat etti. böyle işte.

No comments: