Monday, January 28, 2008

yorgun demet

çok yoruldum ben. cuma gününün yoğunluğundan sonra apar topar ajans yemeğine gittim. sonra eğlendim. sonra sabah oldu. tüm gün çekimdeydim. çekim gezi park'ında olduğu için çok üşüdüm. halbuki kalın da giyinmiştim. mor bir balon ile çekimden ayrıldım. cafe-ist'te bella'yı buldum. sobaya yapışık oturmama ve bir demlik adaçayı içmeme rağmen gecenin sonunda buzlarım çözülebildi. istiklal'i cocacola kutusuna bağlı mor balonumla baştan sona teptim. anlattım da anlattım. eve geldiğimde hala buz gibiydim. ayaklarım peteğe yapışık bir şekilde sızmışım. sanırım yatak hiç bu kadar rahat gelmemişti şimdiye kadar. sabah kapının zili ile uyandım. ya özgür olacaktı ya da sevgi abla . sevgi abla kazandı. alışveriş dışında tüm gün evdeydim. temizlik, yemek, çamaşır derken gün geçiverdi. akşam yemeğine bella geldi. bugün bize gelen üç kişinin üçü de şişli camii'nden bizim eve kadar yürümeye karar vermiş. sevgi abla'nın kafasına az kalsın bir tabela iniyormuş. o geçmiş, tabela öyle inmiş. o sırada dua okuduğu için kurtulmuş olabileceğini düşünüyor. neden olmasın? son olarak bir pazar klasiği olmaya aday geceyarısı tatlı yapma operasyonumuz ile günü sonlandırmış bulunuyoruz. bu defa gato salam yaptık, nam-ı diğer; mozaik pasta. mor balonuma gelince, cola kutusuna sarılmış köşesinde uyuyor.

No comments: