Thursday, August 31, 2006

françois-auguste rodin

30 ağustos tatilimiz hayırlı bir işe vesile oldu diyerek söze başlamak istiyorum. efendim malumunuz o döndü izmir'den ve ayağının tozu ile rodin'in sakıp sabancı'daki sergisini görmeye gideceğini ilan etti. e biz de ev arkadaşları olarak melda ile eklendik hemen ve olcay ile buluşup tuttuk emirgan yollarını. neyse ki müzenin, hisar'dan aşağı inince 5 durak sonra olması yolda vakit kaybetmemizi engelledi. kendisi hakkında sadece bir iki ünlü eseri dışında, bilgim bulunmadığı rodin'i de tanımış oldum. sanıyorum ki, diğer gezi arkadaşlarım da memnun kaldılar kültürel gezimizden benim gibi. sadece akşamımıza minik birer bel ağrısı eklendi o kadar. ha bir de bizim kızların "prison break" e yetişememe çabaları. her neyse...

"the kiss" ve "the thinker" ile tanıdığım rodin'in belli başlı eserlerinden özellikle michalengelo'nun etkisinde kaldığı parçaları daha bir gözüme beğenilir kestirdim. tabi ki "the gate's of hell" ile bu beğeni had safhaya ulaştı. "the walking man", "the three shades", "adam", "eve", "the monument to the burghers of calais", "the age of bronze"... aklımda kalan ünlü eserlerden bazıları (noktalar "biraz zorlasam diğerleri de aklıma gelir" ifademi anlatıyor)

bir de sevgili olcay'a şu "az sonra gözlerini açıverecekmiş gibi duran bayan"ın adını sormak istiyorum ve buraya bir iki naçizane yorumunu da aktarırsa beni ihya edeceğini hatırlatmak istiyorum.

daha fazla bilgi için: musee-rodin.fr

az daha unutuyordum bronz heykelleri daha bir beğendiğimi farkettim. bir de heykellere dokunmamak için kendimi zor tuttum. dokunmadan nasıl hissedilebilir ki? (belki olcay heykel sanatı ve dokunmatik sanat anlayışını bize açıklar :)

No comments: