Monday, February 26, 2007

şimdi...

düşünüyorum da; ben üç noktayı seviyorum sanırsam :) bir de insanlar benden blogger ile ilgili yardım istiyorlar. çok komik değil mi? kelin merhemi misali... neyse bakalım, olduğu kadar o zaman. bir şey daha; haftaya yine kendi kendilerine takılan saçlarla başladım. böyle düşünmemin sebebi; sanırım küçüklüğümden beri vücudumun her bir parçasını ayrı birer kişi olarak kabul etmem ve onlarla ayrı ayrı konuşmamdan kaynaklanıyor. sadece vücudum ile değil, cansız varlıklar ile ilişkilerim de oldukça iyidir.
ben küçükken bakkala gider, çuvaldan çiğdem satın alırdım gazete külahında 100 liralık. sadece ben değil, diğer çocuklar da alırlardı. otururduk kapının önüne, hepsini çitlerdik bitinceye kadar. kabuklar yere tabi. sonra süpürge ile hepsini duvardaki çatlağın dibine süpürürdük. karıncalar gelirdi, tüm kabukları götürürlerdi yuvalarına. biz de saf saf onları izlerdik :) bazen de tüm çiğdemleri şortumun ceplerine doldururdum. iki bacağımda iki top misali, dolaşırdım. sanki benim cephanemdi o çiğdemler. sokakta tek başınayken bir şeylere sahip olmanın hissi.
bir daha düşündüm de; ben çok şanslı bir veletim...

No comments: