Sunday, January 21, 2007

ye-mek

hiçbir zaman "hayır"dan anlamayan bir çocuk olmadığımı söylüyor annem. ama benim başka bir huyum var. onu çok iyi biliyorum. bir şeyin yanlış olduğu söylense de, canımın yanacağı belirtilse de inatla; o her neyse yapmak için çabalıyorum. ancak kendim denersem gerçekten anlayacakmışım gibi. laftan anlamıyorum galiba. öyle değilsin diyorlar da, ben bir yerde bir şekilde çaktırmadan çelişiyorum kendimle. sanki bile bile duvara toslamak gibi. sonrasında canım yansa da, en azından denedim diyorum ve içim rahat oluyor. böylece yeni şeylere daha kolay başlıyorum. yoksa aklım takılıp kalıyor geride.

bunları niye anlatıyorum? çünkü bunları az önce mutfakta düşündüm.

bir hızla yataktan kalktım ve bir hışımla mutfağa girdim. yemek yapmaya başladım. hem de bu akşam evde pek yemek yiyecek birileri de yok. en azından şimdilik. önce şehriyeli pilav yaptım ama hızımı alamadım ve kuru sebzeli bir patates yemeği yaptım. insan yemek yaparken ya da ev işi, düşüncelerini serbest bırakıyor. eğer tüketici günündeysen ve bir şeylerden kurtulmaya çalışıyorsan temizlik fakat üretici bir günündeysen, düşüncelerine sahip çıkmaya çalışıyorsan, arkalarında duruyorsan yemek yapıyorsun.

işte şimdi anlamışsınızdır bu düşünceler ile birlikte patates yemeği ve pilavın nereden çıktığını.

No comments: