Saturday, November 25, 2006

belki de...

insanlar, stres yaratmak için stres yaratıyorlardır. galiba az biraz insanın kendi kişiliği ile ilgili olabilir. modern insanım, büyük şehirde yaşıyorum, bu şehir beni yoruyor, trafik, kirlilik, gerginlik... bu kadar da modern olmayıverin o zaman. belki de biraz durmayı öğrenmeleri gerekiyor. nefes almayı ve görmeyi öğrenmeleri gerekiyor. yaşamı ağır çekime almaları gerekiyor. kabul ediyorum, dış etkenler çok fazla. ama yine de durun biraz. yolda etrafınıza bakarak, binalara bakmak için kafanızı kaldırarak yürüyün. gökyüzünü görün. sabah uyandığınızda yataktan fırlamayın ve bir beş dakikanızı yattığınız yerden dışarıyı seyrederek geçirin. yaptığınız şeyden mi sıkıldınız? bir müzik açın ve benim şu anda yaptığım gibi hiç sırası olmayan bir şey ile ilgilenin. boş boş oturun, elinize oynayacak bir şey alın ve onunla ilgilenin, bırakın düşünceleriniz oradan oraya sürüklensin. çok uyuyun, uykudan bıkacak kadar uyuyun. şehirde her zaman gittiğiniz yerlere aceleniz olmadan gidin. sadece gerçekten orada neler olduğunu görmek için. dolaşın sokaklarda avare avare. akan trafiği, insan selini izleyin. insanlar hakkında hikayeler uydurun. bir banka oturun ve bekleyin, hiçbir şey olmayacağını bilseniz de bekleyin. niye beklemekten bu kadar sıkılıyoruz? (birebir bir insanı beklemek anlamında kullanılmamıştır) derin nefes alın, derin, çok derin, en derin...
çok mu öğüt verir gibi oldu? yani ben öğüt almaya uyuz olurum da az biraz... tamam öğüt değil, ben bunları yapıyorum, arada işe yarıyor. arzu eden denesin.
"ilk5" diye bir blog var. bilenler bilir. her neyse orada "beyoğlu'nda çalışmak" adı ile bir post girilmiş. o postu değil de benim eklediğim yorumu buraya koyacağım:
miklagard der ki:
"eklemek istiyorum, özellikle de beyoğlu'nun gece yaşamında iş görüyorsanız:

kendini korumayı öğrenmek.
beyoğlu'nun arka sokaklarını ve insanların dikkatini çekmeyen tüm olağanüstü ayrıntılarını en ince noktasına kadar bilmek.
hiçbir zaman haberinin olamayacağı yerlere girip çıkmak.
beyoğlu'nun gerçek insanlarına alışmak, onlarla dost olmak.
istanbul'da yaşamak ile ilgili daha fazla kafa yormak."
son, en son, valla söz bu son: bu aralar ajanstaki arkadaşlarla, çocukluğumuza takılmış durumdayız. onun için bu oyunlu, oyuncaklı postlar :) herkes içindeki çocuğu geri çağırıyor bu aralar bizim tarafta.

No comments: