Thursday, March 22, 2007

yazı

aşağıdaki yazı 2004 nisanda yazılmış. neredeyse 3 yıl geçmiş. acaba derdim neymiş? bu yazıyı aslında walk alone'a eklemeliydim ama nisan geliyor ya, yağmur da yağıyor ya...
Nisan 1…
nisan yağmurla geldi, damlalar rüzgarla dans ediyordu.
saçlarının rengi, gri takımına uyan adam; florasanların donuklaştırdığı iskeleye girdi.
basamakların yanındaki çöp kutusunun önünde durdu, sırtını salona döndü ve sigarasını yaktı.
çakmağının sesi boş salonda yankılandı.
sadece kahverengi ayakkabıları gözlerinin rengine uyuyordu.
üzerindekilerin fiyatıyla ortamda dikkat çekiyordu ama aslında silikti, tıpkı sigarasının uçuşan dumanı gibi.
rüzgar dumanları savurdu ve arka bankta oturan genç kızı öksürttü.
vapur gelmek bilmiyordu, aynı bu gecenin bitmek bilmemesi gibi.
grili adam elindeki izmariti yere attı, seri bir hareketle belinden silahı çıkardı ve arkasını dönüp bağırmaya başladı: “ya bu gece bu şehir yıkılır ya da ben yeniden doğarım.”
damlalar rüzgarla dans ediyordu.
grili adam basamakları çıktı ve koşarak iskeleden denize atladı.
fenerin kırmızı ışığı yanıp sönmeye başladı.
son vapur geliyordu.
1 nisan 04 – pasaport iskelesi

No comments: