Tuesday, September 05, 2006

fikirler

günaydın blogumun insanları; ben şimdi dün gece uykumu aldım ya, haliyle zihin de ama gerekli ama gereksiz her türlü şeyi düşünmeye başladı. sabah otobüste ofise gelirken otomobillerin tamamen balondan yapılsalar kazaların ne kadar önlenebileceğini düşündüm. ama aklım ermedi. sanırım arabanın tabanı yine aynı kalırdı. üzerine koltuklar yerleştirilecek ya o yüzden. peki motor ve yakıt deposu ne olacaktı? bilmiyorum. hani şu ilginç materyallerden süslü otomobiller yapma yarışmaları var ya işte gözümde canlanan şey, böyle komik bir görüntüydü. ama insanoğlu balondan araba yapmak istese elbette onu kullanışlı hale getirmeyi becerebilir. benim şu saydığım engelleri bertaraf edebilir. ya balon otomobiller çarpışınca içinde sıkışan gazlar daha da kötü bir patlamaya ve sonuçlarına neden olursa dedim sonra. bu fikir başka bir fikre yönlendirdi beni. araçların şu metal materyallerinin içine görünmez bir şekilde hava boşlukları yerleştirsek? minik minik milyarlarca. acaba olmaz mı? tabi böyle bir teknoloji hakkında bilgim olmadığı için olayı daha görsel düşündüm ve aklıma cam eşyalar kırılmasın diye sarılan minik baloncuklu naylonlar geldi. adı ne acaba onların? hani böyle pıt pıt pıtlatıp çıtır çıtır oynarız ya onlar işte. daha gelişmişleri yapılsa ve arabalar onlarla kaplansa? offf sanırım bir fizikçi bu anlattıklarımı okusa dumura uğrar. ama ben fikri söylüyorum sadece bu fikirleri uygun hale getirmek onların işi. peki sabah sabah niye bunları düşündüm? eminim merak etmişsinizdir ya da etmediyseniz de anlatacağım: "ben ne zaman ehliyet alacağım" diye düşündüm. bu gidişle alamayacağım. kursa gitmeden özgürce araba kullanmayı öğrenmek istiyorum. mesela küçük bir kasabada dağ bayır özgürce arabayı sürmek istiyorum. kursa hiç bir şey kalmasın sadece bir prosedürden ibaret olsun istiyorum. arizona çölleri lazım bana araba kullanmayı öğrenebilmek için. niye arizona sormayın, aklıma o geldi. hem sonra kesinlikle tanımadığım birinden ders almalıyım. ya da çok sakin birinden ve tabi ki şehir dışında. aslında araba kullanmaya pek de hevesli değilim, bilirsiniz çok severim toplu taşıma araçlarını. ama içimdeki ses araba kullanmaya başlayınca çok seri kullanacağımı söylüyor. ve yine bilirsiniz ki ben sıkıntılı bir insanım ve bu da bir trafik canavarı daha demek. mi acaba? aslında tam ofise girerken çocukların ne kadar yargılayıcı ve acımasız olduklarına dair fikirler kafamda uçuşuyordu ama (bu arada araçlardan o konuya nasıl geçtiğimi hatırlamıyorum) şu anda vaktim yok yazacak. belki bu konu ile ilgili yoğunlaşırsam tekrar anlatırım size de. uçuşan fikirler sizinle olsun...

No comments: